FREEZONE GÖSTERİME GİRDİ!

Freezone. O, Türkiye’nin en hızlı teknesi. Amerika’da bir sinema “artizzi”ydi. Suları ok gibi yarıyordu. Türkiye’ye geldi. Başına gelmedik kalmadı. TMSF’nin eline düştü. Üç yıl denizden uzak yeni sahibini bekledi. Geçtiğimiz ay tekrar denize indi. Oynadığı filmin konusu kadar, Türkiye öyküsü de ilginç olan Freezone’nun hedefi ise büyük; Türkiye’de yelkenle kırılabilecek bütün rekorları kırmak! Yazı ve fotoğraflar: Osman UĞUR

Teknik Özellikler
Tam boy 13.2
Genişlik 7m
Su hattı13m
Su tankı 40lt
Direk yüksekliği 25m
Max kapasite 12 kişi
Boş deplasmanı 2.000 kg
Salma 30kg
Motor Mercury
Motor gücü 15hp
Yakıt tankı 40lt
Yelken alanı 105 m2
Max hız 40 deniz mil

Senaryosunu Alan Turstman’ın yazdığı, yönetmenliğini John Mc Tierman’ın yaptığı, başrollerini ise Pierce Brosnan, Rene Russo ve Denis Leary’nin paylaştığı The Thomas Crown Affair, 1999 yapımı aksiyon dolu bir macera filmi. Filmin kahramanları Thomas Crown, istediğini alabilecek bir milyarder. Dolayısıyla da, kadınlar tarafından karşı konulamayacak kadar yakışıklı. Fakat paranın alamayacağı şeylerin başında gelen ‘heyecan’, Thomas Crown’un hayatındaki en büyük eksiklik. Bir müzede alarmlar çalıp birisi elinde paha biçilmez bir Monet tablosuyla çıkarken, Thomas Crown, New York polisinin şüpheliler listesinde olabilecek en son kişidir. Fakat ondan şüphelenen bir kişi vardır. Ne olursa olsun bu olayı çözümlemesi istenen sigorta dedektifi Catherine Bannig.. Aksiyon sahneleriyle ön plana çıkan bu filmde yelkenle kovalamaca sahneleri de filme damgasını vuran öğelerden bir tanesi…

O tekneyi istiyorum!

2000 yılında gösterime giren filmi izleyen Cem Uzan, o dönem extrem sporlara oldukça meraklıdır. Filmdeki kovalamaca sahnelerindeki iki katamaranın hzı Cem Uzan’ı oldukça etkilemiştir. Karar verir; bu teknelerden biri kendisinin olmalıdır! Tekneyi almak üzere Amerika’ya yardımcısını gönderir. Pierce Brosnan’ın üzerinde olduğu tekne beyazdır ve devrilme sahnesiyle hatıralarda kalır. Diğer tekne ise sarıdır. Amerika’da yapılan araştırmadan sonra iki tekneye de ulaşır. Beyaz olan tekneyi, film ekibinden birisi alıp çocuğuna hediye etmiştir. Teklif yapılır fakat çocuk tekneyi çok sevmektedir. Bunun üzerine, sarı katamaran için girişim yapılır. Sonuç olumludur. Cem Uzan da artık teknenin sahibidir. Katamaran, demonte olarak önce Amerika’dan İspanya’ya, İspanya’dan gemiyle Çeşme’ye getirilir. Çeşme’den de tıra konulur ve yeni eve olacak Göcek’e yollanır.

Fransa’dan gelen kaptan…

Cem Uzan yeni teknesiyle limitleri zorlamak ister, fakat bu tekneyi kullanabilecek kaptan bulmak zordur. Sonunda, Fransa’dan, katamaran tekne konusunda deneyimli bir kaptan getirili. Göcek koylarında herkesten habersiz dolaşan bu tekne, ne yazık ki Cem Uzan rüzgarı ters taraftan alıp malum el koymalar başlayınca, o zamanki adı Tomcat olan bu katamarana da TMSF tarafından el konulur. Tomcat için kara günleri başlamıştır. Satışın üçüncü evresinde fiyatı düşen tekne, yelkenci Özkan Kaliç tarafından satın alınır.  Katamaran artık İstanbul’a gelmelidir…

Bodrum-Datça arası 25 dakika…

Cem Uzan, katamaranı aldığında gezmek için Fransa’dan kaptan getirirken, yeni sahibi Özkan Kaliç, tekneyi İstanbul’a getirmek için kara kara düşünmeye başlar. Bu işi kim yapabilir diye düşünürken, İstanbul’da Kalamış Setur Marina’da www.yelkenciyiz.biz adıyla yelken eğitimi veren Cengiz Mimarbaşı’na ulaşır. Teknenin uzun seyre hazır olup olmadğını Göcek’te test eden Mimarbaşı, tekneyi İstanbul’a getirmeye karar verir ve tekneye de bu seyirde deyim yerindeyse aşık olur. Çünkü 35 knot esen havada Bodrum-Datça Burnu arasını 25 dakikada alır. İki tekneyle yapılan bu transferle Cengiz Mimarbaşı, katamaranın limitlerini Karaburun’a kadar zorlar. Daha sonra katamaranı diğer tekneye yedekleyerek İstanbul’a kadar getirir.

Satıştan sonra Freezone adını alan katamaranı İstanbul’da bir sürpriz bekler! Freezone’un genişliği 7 metre olduğu için marinalarda yer bulamazlar. En uygun yer Suadiye’deki balıkçı barınağıdır.

Bu arada Cengiz Mimarbaşı, seyirde aşık olduğu bu deniz kızını Özkan Kaliç’ten satın alır. Yeni sahibi artık Cengiz Mimarbaşı’dır. 2007 yılının ekim ayında kopan bir fırtınada,  Freezone tonozlarından kurtulur ve hasar alır. Marinalar olmayınca katamaran, Bostancı İspark’ta sekiz aylık bir bakım sürecine çekilir. Cengiz Mimarbaşı o dönemi bu sözlerle anlatıyor: “Gelen her usta en iyisini ben yaparım dedi, ama altı usta ve ekip değiştirdik. Çünkü bu teknenin bir benzeri Türkiye’de yok!”

Denizle buluşma!

Freezone’nun tekrar denizle buluşma vakti gelmiştir ama sonuçta burası Türkiye’dir! Yüzme bilmeyenlerin denizcilik dergilerine yayın yönetmeni olduğu bir ülkede, ilginçlikler de bir türlü bitmek bilmez. İstanbul’un en büyük vinci gelir. Fakat 2,5 tonluk tekneyi kaldırırken vincin tek ayağı havaya kalkar ve Freezone’nun salmalarından bir tanesi kırılır. Salmalar takıldıktan sonra ve 13 saat süren bir maceradan sonra Bostancı Suadiye balıkçı barınağında tekrar denizle buluşur.

Bütün bu sıkıntıları atlatan Freezone, İstanbul FM’in sponsorluğunda denize çıktı. Bostancı sahilinde ısınma turları atan Cengiz Mimarbaşı ve ekibi yeni projelere hazırlanıyorlar. Freezone’nun sponsorluk ve medya ilişkilerini yürüten Bersay İletişim’den Utku Görkem Kırdemir, büyük işlere imza atacaklarını söylüyor. “Bu katamaran, 40-45 knotı görebiliyor. Bu hızı yelkencilerle, herkesle paylaşmak istiyoruz. Sonuçta bu bir performans teknesi. Türkiye’nin en hızlı yelkencilerinden oluşan bir ekip kurmak istiyoruz. Ekip sponsor olan kurumun çalışanlarından veya müşterilerinden de oluşabilir. Bu tekneyi sadece İstanbul değil kıyılarımızda herkesin görmesini istiyoruz. Teknenin üzerinde eğitimler vereceğiz. Yurtdışındaki yarışlara katılabilir miyiz buna bakacağız.” Şu anda en büyük sıkıntılarının barınma olduğunun da altını çizen Kırdemir, bu kadar özellikli ve Türkiye’de tek olan teknenin bir balıkçı barınağında kalmasının bir tezat oluşturduğunu da sözlerine ekliyor.

“Biz bu tekneye sınır koymuyoruz. Onun için adını Freezone koyduk. Yelken adına yapabileceklerimizin en iyisini bu katamaranla yapmak istiyoruz.”

Freezone’un Amerika’dan başlayıp Türkiye’ye gelme öyküsü böyle… Fotoğraf çekimi için Suadiye açıklarında seyrettiğimiz bu katamaran gerçekten oldukça hızlı.

Film sahnelerinden de anlaşılacağı gibi bu zıpkın gibi kız şimdi Türkiye’nin en hızlı katamaranı olarak Türk Bayrağı altında yelken basacak. Yani anlaşılacağı üzere Freezone, Türk sularında gösterime girdi.